“Hamdım, piştim, yandım” demiş ya hani Mevlana. Bir yazarın, hayatı boyunca izlediği yazım serüveni de bu sözle direk örtüşüyor aslında. Bu yüzdendir ki yazarların, belki de bilişim yazarlarının ilk kitaplarıyla son yazdıkları kitap arasında fark çoğu zaman kendini açıkça belli ediyor. C# Tam Hakimiyet kitabı ise bu durumun güzel bir istisnası.
Evet, yazarın ilk kitabı ile son kitabı arasındaki fark, en azından kitabı yayına hazırlayan yayın ekibinin gözlerine çoğu zaman çarpar. Bunun elbette sebepleri var. Tipik bir edebiyat kitabı yazarı ile bilişim yazarı arasında olağan farklar var. Bilişim yazarı belki ilk defa zihnindeki kavramları, kıvranmaları kağıda dökmek için sancı çekiyor. İlk defa bir konuda, özellikle uzmanı olduğu konuda zihnini kağıda boşaltmak zorunda kalıyor. Bu yüzden de ilk kitap her zaman ciddi bir mesele olarak ortada duruyor.
Serkan Berksoy’un kaleme aldığı C# Tam Hakimiyet kitabı bu hengamenin tamamen dışında. Kitabın ilk bölümlerini, daha yazımı devam ederken okuduğumda, yazarın ilk kitabı olmasına rağmen tüm bunları hissetmiştim. Bu kitap, bu yazar, ham olmadan, pişmeden yanmış gibi bir hisse kapılmıştım. Gerçekten de Serkan Berksoy’un üslubuna, konuları ele alış biçimine ve en önemlisi de okurla kurduğu empatiye baktığımızda ciddi bir yazım ustalığı hissediliyor. Ve evet, kitabın ilk çıktığı günden beri okurlarından aldığımız geri dönüşler de bu durumu teyit ediyor.
Biraz Serkan Berksoy’dan bahsetmek isabetli olacak sanırım. Açıkçası Serkan Berksoy’da beni en çok etkileyen husus zekası oldu. Yani iş yapış biçimindeki disiplin, mühendislik eğitimi almanın getirdiği metodoloji ve işi ele alış biçimi ve üstüne bir de zekayı ekleyince dehşet bir kombinasyon oluyor. Ve ayrıca yıllardır yazılım geliştiriyor olmak ve yazılım geliştiren ekipleri yönetiyor olmakla açıklayabildiğim oldukça keskinleşmiş, belirginleşmiş hasletleri olduğunu söyleyebilirim Serkan Berksoy’un. İlaveten iyi bir bilişim okuru olduğunu gözlemlediğim yazarımızı öncelikle Türkiye için çok büyük bir kazanç olduğunu düşünüyorum. E tabi bir de Dikeyeksen’in böyle bir yazarı olduğu için de ayrıca mutluyum.
Biraz da kitaptan bahsedelim. Serkan BerksoyDediğim gibi kitabın yazım aşamasında ilk bölümlerini okurken oldukça etkilenmiştim. Zira bu kitap programlama eğitiminde ayrı bir metodolojiye sahip. Yıllardır bu türden eğitimleri yazılı olarak değil de birebir olarak insanlara, yönettiği ekiplere veren Serkan Berksoy’un aslında kitap boyunca amaç edindiği husus okuru iş üretir hale biran evvel getirmek. Zira gerçek olan da bu değil mi? Çoğu programcı, yazılımcı veya yazılım mühendisi girdiği işte hemen iş üretmek zorunda değil midir? Aynen bu şekilde, kitabı ilk ele aldığınızda kendinizi sanki bir iş ortamında bulacağınızı ve kitap boyunca gördüğünüz her bir örneğin aslında işinizde aldığınız herhangi bir projeymiş gibi değerlendirildiğini göreceksiniz. Yazarın bu noktada sürekli mesleki bilgiler, tüyolar, ipuçları ile ayrı bir kanaldan ilerlettiği anlatımın normal konu anlatımını sürekli pekiştirdiğini görüyoruz. Bu durumun kitabı çok değerli hale getirdiğini de fark etmemek neredeyse imkansız.
Her kitap başka bir deneyim. Özellikle bu kitabın deneyimi apayrı oldu benim için. Serkan Berksoy’a bunun için teşekkür ediyor ve kitap yüzünden ihmal ettiği aile hayatında mutluluklar diliyorum. Ayrıca değerli yazarımızın eşi Pelin Hanıma da bizlere gösterdiği tahammül için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
WhatsApp